1 Haziran 2013 Cumartesi

Uyan Türkiye

An itibariyle Taksim'den dönmüş bulunmaktayız. Şu an için Taksim Meydanında ve Gezi Parkında polis bulunmamakta. İnsanlarımız güzelce oturuyor, şarkısını söylüyor, oyun oynuyor ve omuz omuza yapılan bu polis şiddetine ve faşizme direniyor. Beşiktaş'ta polis saldırıları olduğunu okudum. Açıkçası biz o tarafa geçmediğimiz için kesin bir bilgim yok. Taksim'de hala kesif gaz kokusu devam etmekte. Girişte bizi bile rahatsız etti. Mobil internet kesinlikle çalışmıyor orada. Halk Tvnin orada olduğunu biliyorum fakat bizim olduğumuz yerlerde hiç bir medya kuruluşu yoktu! Fakat şunu önemle belirtiyorum; lütfen vandalizme yönelmeyelim. Sesimizi orada var olarak çoğalarak belli edelim.

Biz ayyaş olduk, biz örgüt olduk, biz kaymak tabaka olduk Tayyip'in gözünde. Ama şu anda Taksim'de olan şudur. Biz üç kişi gittik o bir milyona karıştık. Oradaki tüm halk çerkez, ermeni, sünni, alevi, sağcı, solcu, müslüman, hristiyan, yahudi, zengin, fakir, esnaf, memur, öğrenci. Ama en önemlisi oradaki herkes TÜRK. Türklük bir ırk değildir; türklük bu topraklarda omuz omuza kardeşçe yaşamaktır. Bunun en güzel kanıtı şu anda Taksimdeki direniştir. Bizi inançlarımızı alet ederek birbirimize düşürmeye çalıştılar. 10 senedir uyuduk. Ama şimdi UYAN TÜRKİYE. Geç değil. Biz on senedir sustuk, karşı görüşe inançlısına saygı duyduk. Ama iktidardan karşılığında ne gördük. YASAK YASAK YASAK! Çözüm bu mu?

Kapatın televizyonlarınızı. Sokaklara çıkın. Güvenilir arkadaşlarınızdan, sokağa çıkanlardan takip edin olayları. Haberlerde gösterilen sağı solu kıran insanlar, polise taş atan iki üç kişi. Bunlar doğru değil. Bu tepkinin büyümesinin sebebi sessiz sakin görüşünü bildiren insanlara yapılan bu acımasız saldırıdır.

Çevre otellerden direnişçilere büyük yardım var. Divan Otel, Hilton Otel, Point Otel lobilerini insanlarımıza açmışlar ve tuvalet su gibi konularda yardımcı oluyorlar. Bunun dışında yardım getiren başka direnişçilerde mevcut. Şu an için Taksim'e Harbiye girişine barikatlar kuruluyor. Yarın olası bir polis saldırısı için yollar kapanıyor.

Keşke imkanınız olsa, keşke herkes taksimde bir saat bile olsa, tek vücut tek yürek olsak. İmkanınız yoksa bile takip edin, tavır alın, susmayın.

Başbakan diyor ki; iki üç çete çıkmış. Biz çetelere eyvallah etmeyiz. Biz çete değiliz. Biz TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARIYIZ. Başbakan bizi on senedir ötekileştirdi. Bu mesele müslüman olup olmamak değil. Bu mesele ateist gençler yetiştirmek değil. Bu mesele laikliği kaybedip ülkeyi dini alet ederek yönetmektir. Bu mesele %50'ye güvenip at koşturabileceğini zannetmektir. Ey efendi! Sen sanıyor musun ki %50'yi memnun edince diğer %50 susacak.

Bu gün oradaki insanların hepsi ateist mi, hepsi çete mi? Bu nasıl bir örgüttür ki bir milyon üyesi var ama sokağa çıkmak için on sene beklemiş. Bu hangi akla sığar? Tayyip çıkıp konuşma yapıyor ama tek bahsettiği park, diktiği ağaçlar. Bu olay artık bardağı taşıran son damla oldu. Artık halkını ezemeyeceksin. Susturamayacaksın.

Biz bu cumhuriyeti tek yürek olarak kurduk. Milletimizi düşünmedik. Sokağa çıkıyoruz. Çünkü bu ülkede kardeşçe haklarımızı kaybetmeden yaşamak istiyoruz. Bu ülkede yaşanmıyor deyip kaçmak istemiyoruz. Sen namazını kılacaksan, başın kapalı okula gireceksen, tarikatlarını kuracaksan, biz de ondan sonra içkimizi içeceğiz, kürtajımızı olacağız, parkımızda oturacağız. Sen bize taş atma, biz de sana! Müslümanlık kardeşe tokat atmak değildir, saygıyla beraber yaşamaktır. İslam sevgi dinidir. Mevlana'nın dediği gibi; "Ne olursan ol gel" diyeceksin!

İstifayı görmeden durmak yok! Bu hükümet değil 2023'ü diğer ayı bile göremeyecek. Halktan yeni biri yükselecek. Sesimiz olacak, olmalı! İnternette yayılan asparagas haberlere inanmayın. Çıkın sokaklara, ışığınızı açın kapatın, tencere tavanızla balkona çıkın. Ama siz de bizdenseniz, sizin de vicdanınız varsa, sizin de kanınız akıyorsa hala SUSMAYIN, SUSTURUN!