Diyet hakkında bilinen genel geçer gerçekler;
Bol bol yeşillik ye, lifli şeyler ye, bitki çayı iç, üç beyazdan uzak dur, gözün açlıktan karardıkça bir elma ye, bunun yanı sıra git bol bol spor yap.
Bilinen gerçekler bunlar ama gerçek olan şu ki;
Bir inek misali hep otla hep otla, o da yetmez bir at gibi arpa ye, prostat olmak için her bitki kaynatılıp içilebilir, zaten bu hayattaki tek eğlencen üç beyaz melekten vazgeç (imkansız aşk), gözünün önüne iskenderler geldikçe sinirden git elma kemir (tok tutar), sonra da halin kalıyormuş gibi üstüne yağ yak, depar at.
Tabi ki de yağ sistemi daha çok çalışan bir mahlukat için bunları yapmak bir sabır taşı olmaktır. Benim yaptığım en motive edici şey tüm zayıf hatunları düşünüp öyle olacağım hırsı ile iştahımın kapanması(ya da kapandığını sanmamdı).
Diyelim ki bu sonu gözükmeyen ve sonucundan asla tatmin olmadığınız serüvene başladınız. Önce ilk 3 4 gün aç kalmanın etkisiyle hemencik verilen kilolar müthiş moral verir. Ama sonra bakarsınız ki vücud buna da alışır, o zaman anlarsınız ki koşmalıyım spor yapmalıyım. (Bugün çok yürüdüm zaten spor oldu o diye kendinizi kandırmayın, temposuz yapılan her hareket boşadır.) Artık gözleriniz açlıktan kararsa da sürekli sahilde koşan spor salonlarını aşındıran balık etli hatunlar ordusuna girmişsinizdir. Mutluluktan ölerek yediğiniz yemeklerin yerini onları yakmaya çalışan yüzü gözü ter içinde bir yağ çuvalı vardır aynanın karşısında. Her gün tartıya çıkarsınız, 200 gram vermek bile mucizedir. Yediğiniz kilolarca müsli ve içilen tonlarca bitki çayı ile hayatınızın bir dönemini tuvalette geçirmeye başlarsınız. Çevrenizde sizi motive eden birileri varsa buraya kadar sorun yok. Ortalama bir irade bunları yapmaya yeter.
Ama aksilik bu ya, normalde önünüze gelmeyen bir sürü fırsat diyetteyken ayaklarınıza serilir. Muhteşem parti davetleri, arkadaşlarla brunchlar, piknik planları. Hava daha da ısınır ve siz daha da iradeli olmak zorundasınızdır. Bu saatten sonra ancak sizi peygamber sabrı kurtarır. Ya herşeyi bir kenara bırakır kendinizle barışırsınız, ya da onca verilen emeğin karşılığı bir koca dilim pasta olmamalı der, teklifleri geri çevirirsiniz.
Diyetteki en sıkı dostlarımız:
Bir çok çeşidi çıkan ve tatlı krizlerini bastırmaya yarayan form ürünleri tam size göredir, anlık mutluluklar yaşatır size, kalori hesaplamasında uzman olmuşsunuzdur zaten. Bir parça çikolata için akşamki ızgara tavuktan feragat etmeye değer.
Eğer pilates gibi eğlenceli ve 10 günde etkisini gösteren bir spor yapıyorsanız ve kendinize spor salonunda iyi arkadaşlar bulduysanız (bir diğer kadın dinamosu olan) sohbetle harika vakit geçirirsiniz.
İki haftadan sonra aç da olsa tok da olsa alışveriş yapabilecek durumda olursunuz (ne de olsa kadınız), hele ki hayalini kurduğunuz bedene girdiğinizi görürseniz, açlık hissi bile anında yok olur.
En kötü ihtimal sigara kullanıyorsanız, aç kaldıkça yakarsınız bir tane, insan o kadar aç kalınca o dumanla bile doyduğunu hissediyor.
Diyete dair yalan yanlış bilgiler:
Bir kere şunu kabul edelim eğer bu haldeyseniz asla soldaki gibi olamazsınız;

Bir diğer saçmalık da mezura ve elma kardeşliği, biz mi zayıflıyoruz elma mı anlamadım.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder