Herşey başlar ve herşey biter. Akademik hayatıma da nokta koyarken inadına mutluyum, inadına daha umutluyum. Deli dolu o yılları özleyeceğim elbette ama büyümüş olmanın verdiği özgüven, paranın kokusunu yavaştan almaya başlamak (yaşasın kapitalizm!) ve arkadaşlarımı kaybetmeyeceğimi biliyor olmak beni mutlu ediyor. Hep lise ortaokul biterken üzüldük, çünkü biliyorduk ki bir daha o yıllar gelmeyecek üstelik arkadaşları da kaybedeceğiz. Ama söz konusu üniversite ise öyle olmuyormuş. Hepiniz aynı şehirde çalışmaya başlıyor birer yetişkin olarak görüşmeye devam ediyormuşsunuz. Belki de biz şanslı taraftayız, İstanbul gibi büyük bir şehirde okumak arkadaşlardan kopmak değil, aksine birbirine daha da bağlanmak demek. İş bulma gibi bu sancılı süreçte seni anlayan aynı işi arayan insanlarla yakın olmak inanılmaz bir güç veriyor.
Şu anda hepimiz tatil modundayız biliyorum iş bakanlar da fasaryadan belki paralı bir işe denk gelirler diye bakıyor :) Ama tatil hiç hak etmediğimiz kadar hakkımız bu sene. Son sene çekilen stres, bir ders bile kalmasın telaşı, mezuniyet balosunda ne giyeceğim derdi, kepleri aldık fotolar ne olacak sorusu, çılgınlar gibi yapılan bir koşuşturmadır gitti. Hepsi aynı anda öyle çabuk olup bitti ki ne olduğunu anlayamadık. Ben şahsen beynimi kullanmadığım bu zamanların hiç bitmemesini istemekle beraber, evde idiot gibi tavanı izlemeyi, kaşına kaşına uyumayı, en dandik magazin programını izlemeyi tercih ediyorum. Über zeka olduğum bu dönemde tüm gerizekalı aktivite haklarımı kullanma derdindeyim. İşe başlayana kadar benim son özgürlük anlarım olan bu bir iki ay böyle geçecek. Bu sıkıntılı dönemde bırakın internete bakmayı aynayı bile bakmayı unutan ben tüm yaz kafayı bilgisayara gömmeyi düşünüyorum mesela. Gezeceğim tozacağım tabii ki ama inanın bulmaca çözmek bile istemiyorum.
Diğer yandan balo, fotoğraf ve tüm zımbırtılarla uğraşarak kah sinir oldum kah mutlu oldum ama sonuçtan en çok ben memnun oldum sanırım. Okulumun kimileri gibi uzamış olması da an itibariyle umrumda değildir. Çünkü artık istesem de istemesem de iş hayatına başlıyorum. (Yaktın beni Ricardo!) Önümüzde bir sürü soru var. Ne iş yapacağız, yeterli para kazanacak mıyız ve en önemlisi mutlu olacak mıyız? Hepimiz en iyisini umut ediyoruz biliyorum. Ama maalesef kimimiz sıkıntılı bir sürece girecek, kimimiz bazılarımızdan daha şanslı olacak. Mesela sınıfta formasyon almayan nadir insanlardan biri olan ben kesin bir kursta hocalık yapmaya başlayacağım! :) Fakat inanıyorum ki her şekilde de mutlu olacağız. Kendi mücadelemizi veriyor oluşumuz, bir şekilde seçtiğimiz mesleği iyi kötü yapıyor olmak bizi mutlu edecek. İş bulamazsak ya da bazı şeyler planladığımız gibi gitmezse yine de pes etmeyeceğiz. Artık emeklerimizin karşılık göreceği bir dönemdeyiz. İstediğimiz yere gelene kadar, bazen de daha fazlası için hayat yolunda emin adımlarla ilerleyeceğiz. Belki önce açlık çekeceğiz, faturaları hesap etmeye başlayacağız ilk defa, patronla kavga edeceğiz, hakkımızı almayacağız. Ama sorun yok çünkü biz dört sene öğrencilik mesleğinde emek harcayıp bu müesseden emekli olmuş açlığa talim yaşamış dayanıklı bireyleriz. ;)
Herşey istediğimiz gibi olacak ve tam da bir sene sonra sangrialarımızı yudumluyor olacağız karşılıklı.Benim gibi şu anda İstanbul'da evi bile olmayan bir insan bile rahat olabiliyorsa siz de rahat olun, haydi bırakın düşünmeyi, beyinlerimizin çok yorgun olduğu bu dönemde ihtiyacımız olan tek şey yaz boyu embesil olmak. Bana güvenin, şimdi arkanıza yaslanın, elinize kumandayı alın ve Flash TV'yi açın, bakın nasıl da iyi geliyor.
İyi tatiller.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder